Alıcıların satış mesajlarından kuşku duymaya başlaması ve sosyal medya reklamlarının gitgide daha pahalı hale gelmesi, elbette bir şeyleri değiştirecekti. Sezgili ve öngörülü satıcılar, tüketicinin güvenini kazanacakları daha ekonomik ve etkili bir yolu benimsemeye başladılar: influencer pazarlama. İçerik oluşturucular ve influencerlar, kendinden bir şeyler bulabildiğin ve içinde istek uyandıran kişiler olarak algılanıyor.
Deloitte araştırmacılarına göre, bu kişiler müşterilere neredeyse herkesten daha yakın bir konumda bulunuyorlar ve bu da markaların kültürün değişim hızına uyum sağlamasını, etki alanlarının artmasını ve satış yapmasını sağlıyor. Şirketler, genel olarak reklamlara ayırdıkları tutarın sadece bir kısmını ödeyerek influencer’lara sponsor oluyorlar.
Yoksa, kulağa iyi bir anlaşma gibi mi geliyor? Bizce, bu konuyu biraz açmakta fayda var. Influencer pazarlama aslında ne kadar etkili? Bünyesinde hangi riskleri barındırıyor ve satıcılar bunları azaltmak ve başarı şanslarını artırmak için neler yapabilir?
Bu yazımızda bu sorulara cevap veriyor ve influencer pazarlama deneyini başlatmak için ihtiyaç duyacağın bilgilerle seni donatmayı hedefliyoruz. İşte, karlı bir program için atman gereken ilk adımlar!
Influencer Pazarlamanın Güncel Durumu
2022 yılında yapılan bir anket, marka pazarlamacıların %77’sinin influencer pazarlama için ayrı bir bütçe ayırdığını ortaya çıkardı. Tabii, bunun için oldukça geçerli bir sebepleri var: Matter Communications adlı dijital bir pazarlama firmasının yaptığı ankete göre, her 10 tüketiciden sekizi sosyal medyada gördükleri bir ürün veya hizmeti satın aldıklarını, araştırdıklarını veya değerlendirdiklerini belirtiyor.
Hatta influencerların etkisi o kadar büyük ki, Shopify’nin raporuna göre harcanan her dolar için 5.20 dolarlık gelir sağlayarak yatırım getirisinin (ROI) diğer dijital pazarlama taktiklerinden 11 kat daha iyi dönüşüm elde etmesini sağlıyor. Potansiyel müşteri (lead) kalitesi ise üzerinde durulması gereken diğer önemli kavram: Marka pazarlamacılarının %77’si, influencer pazarlama kampanyalarından elde ettikleri müşteri kalitesinin diğer pazarlama taktiklerinden daha iyi olduğunu belirtiyor.
Bu da doğal olarak, marka pazarlamacılarının dörtte üçünün önümüzdeki aylarda influencer işbirliklerine yapacakları harcamaları artırmalarının başka bir nedenini oluşturuyor. Influencer Marketing Hub, “Bu durumun, influencer pazarlamanın hala başarılı olduğunun ve bir anda ortadan kaybolmayacağının veya geçici bir moda olmadığının başka bir kanıtı” olduğunu dile getiriyor.
Influencer Etkisini Güçlendiren 4 Dikkate Değer Değişim
Markaların ve influencerların birbirini bulabildiği bir “çöpçatanlık” platformu olan Afluencer’ın kurucusu Brett Owens, takipçi sayısının her zaman için etkililiği yansıtmadığını vurguluyor. Basitçe söylememiz gerekirse, etki güveni takip ediyor ve kullanıcıların, çok büyük bir takipçi kitlesine sahip ünlülere güvenmesi her zaman kolay olmuyor.
Bunu fark eden marka pazarlamacılarının %77’si, çok daha büyük bir kitleye sahip olan makro influencerlar yerine yaklaşık 5.000 ila 20.000 takipçisi olan mikro influencerları tercih ediyor. Çoğu pazarlama uzmanına göre mikro influencerlar hem daha özgün hem de takipçilerinin kendilerini daha rahat ilişkilendirebildiği içerikler üretiyor.
1. Mikro Influencer’ların Yükselişi
İlk zamanlarda firmalar, ana odaklarını takipçilere yöneltmiş durumdalardı. Bu nedenle çoğunlukla makro influencerlarla işbirliği yapmayı tercih ettiler. Ancak daha sonra bu durumun istenilen karşılığı vermediğini sıklıkla görmüş olduk. Ne de olsa hedeflenen kitle, belirlenen influencer ile bağlantı kuramıyor olabilir. Ee haliyle, dönüşümler de gerçekleşmiyordu.
Dolayısıyla şirketler nicelik yerine niteliğe odaklanmaya başladılar. Ayrıca alım gücünü de denkleme dahil etmemiz gerekiyor. 3.000 takipçisi olan Influencer A ve 300.000 takipçisi olan Influencer B’nin her ikisi de başarılı bir iş birliği ortağı olabilir, ancak birine 100 dolarlık ücret öderken diğerine 1.000 dolar harcaman gerekiyor.
2. Influencer’dan İçerik Oluşturucu’ya Dönüşmek
Courtney Williamson, nöromüsküler rahatsızlıkları olan hastalar için tasarladığı sırt korselerini yıllarca sattı. Pandemi sırasında ise şirketi AbiliLife’ı halka pazarlamaya karar verdi ve sırt ağrısı çeken tüketicilere ulaşmak için influencer pazarlamaya yöneldi.
Elde ettiği sonuçtan ise oldukça mutlu! Influencerların stüdyoda elde edemeyeceği içerikleri ortaya çıkardığını düşünüyor. Bu tip bilgili ve sezgisel içerik oluşturucuları, marka mesajını iletme ve içeriği kullanıcılara ilgi çekici hale getirme konusunda büyük başarılar gösteriyor.
Sosyal medya içerik oluşturucularının, ürünleri incelemek veya ürünlerle beraber poz vermekten başka bir şey yapmadığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Aslında onlar, yaratıcı dünyanın bir sonraki aşamasını temsil ediyorlar! Dolayısıyla ilişki, “influencer”dan “yaratıcı”ya dönüşüyor ve bu bireyleri markanın merkezine yerleştirerek büyük resimdeki yaratıcı zorluklar üzerinde çalışmalarını sağlıyor.
Beklenildiği üzere, influencerların %83’ü giderek daha fazla yaratıcı kontrol alanı istiyor ve bunu öncelikleri olarak görüyor. Özünde, bu oldukça iyi bir şey. Influencerlara üretecekleri içerik üzerinde daha fazla kontrol sahibi olma hakkı vermek, hem markalar ve hem de özgünlük arayan tüketiciler için çift taraflı kazanç sağlıyor.
3. Kısa Biçimli Videoların Büyük Etkisi
TikTok. Reels. YouTube Shorts. Nasıl adlandırırsan adlandır, pazarlamacıların %59’u tarafından tercih edilen kısa biçimli videolar, tüm sosyal medya stratejileri arasında en yüksek yatırım getirisi (ROI) oranına sahip. Platformlar, algoritmalarında git gide daha çok kısa biçimli videolara öncelik vermeye başladı ve eğer bu aracı halihazırda kullanmıyorsan, emin ol şimdi başlamanın tam zamanı! Kısa biçimli videolar, bir influencerın organik erişimini bile aşma potansiyeline sahip.
İyi bir takipçi kitlesine sahip olmanın önemi tabii ki yadsınamaz, ancak bunu yapısı gereği seni mevcut kişi listenle sınırlayan e-posta pazarlaması gibi de düşünmemek lazım. Influencerlar, daha önce ulaşamadıkları erişim oranına video içeriklerin gücü sayesinde rahatlıkla ulaşabilir.
4. Gözlenmesi Gereken Yükselişteki Demografiler
Influencerlar nasıl görünüyor, neye benziyorlar? Aslında günbegün daha çok sana, çocuğuna, annene, babana veya yan komşuna benziyorlar. Kısacası tüketiciler ne kadar çeşitliyse aynısı onlar için de geçerli. Genç tüketicilerin hala sosyal medya kullanıcılarının büyük bir bölümünü oluşturduğu doğru fakat bir yandan çeşitli influencer demografileri ve kategorileri artmaya devam ediyor.
Dikkate değer birkaç örnek vermemiz gerekirse:
• 50 yaş ve üzeri içerik oluşturucular, yemek yapmaktan menopoza, yaşam tavsiyesinden sağlık ipuçlarına kadar, farklı nesiller arasında güçlü bir takipçi kitlesi oluşturuyor.
• Çiftler, ilişkilerini bir marka oluşturmak için kullanarak yeni bir başarılı influencer dalgası olarak ortaya çıkarıyor.
• Yemek meraklısı içerik oluşturucular, yemek kültürüne kendi yaratıcı dokunuşlarını ekliyor ve takipçilerini aynısını yapmaya teşvik ederek ilham veriyor.
• Finans, cilt bakımı ve evcil hayvanlar gibi yeni kategorilere olan ilgi de her geçen gün artıyor.
Çeşitliliğin yaştan etnisiteye, coğrafi konuma, kültürel geçmişe, vücut şekline ve çok daha fazlasını kapsayan pek çok türü olduğunu belirtmek de değerli. Gelecekte ise tüketicilerin daha kapsayıcı alanlar, temsil ve anlatı talep etmesiyle çeşitlilik (diversity), eşitlik (equity) ve kapsayıcılık (inclusion) – kısaca DEI – influencer kampanyalarının yeni standardı haline gelecek.
Mümkün olduğunca çok içeriği, farklı farklı bakış açılarından görebilmen gerekiyor. Kendin için neyin estetik olduğunu neyi tercih etmek istediğini pek tabii ki biliyorsun, ancak unutma ki müşterin sen değilsin. Dolayısıyla, bir adım geri çekilip kendinden uzaklaşman ve çeşitliliği fark etmen gerekiyor. Sonuçta, temsil edildiğini hissetmediği için ürününe ihtiyaç duyan birini yabancılaştırmak istemezsin değil mi?
Influencer Pazarlama Programını Test Etmek
Influencer pazarlama kadar hem test edilmesi kolay hem de uygun maliyetli çok az pazarlama stratejisi var. Markaların şanslı olduğu yer ise, başlamak için zaman veya para açısından yüksek yatırımlara, ince eleyip sık dokunan süreçlere veya baştan sona tüm cevaplara sahip olma gereksinimin olmaması.
Bunun yerine, zeki pazarlamacılar influencer kampanyalarını zaman içinde iyileştirilmesi ve yeniden ayarlanması gereken deneyler olarak görüyorlar. Küçük başlayıp ilerledikçe bazı uyarlamalar yapmak ve kampanyanı erken başarıların üzerine inşa etmek güzel hatta oldukça akıllıca bir yaklaşım. İşte, ilk iş birliğinden itibaren başarı şansını artırman için atman gereken adımlar:
Influencer Pazarlamada Hedeflerini ve Başarı Ölçütlerini Belirlemek
Eski bir alıntıyla giriş yapacak olursak, “Ölçemezsen, yönetemezsin.” Yani, başarılı influencer pazarlama kampanyaları, net bir hedef ve performans ölçütleriyle başlamalı.
Influencer Marketing Hub tarafından yapılan bir ankete katılan pazarlamacılar, influencer kampanyaları için en önemli hedeflerinin satış (%36,7), marka bilinirliği (%35,7) ve kullanıcı tarafından oluşturulan içerikleri barındıran bir arşiv oluşturmak (%27,6) olduğunu söyledi. Diğer kampanya hedefleri arasında itibar yönetimi, trafik oluşturma veya diğer kanallar arası taktiklerin güçlendirilmesi yer alıyor. HubSpot’a göre, yaygın performans ölçütleri şunları içeriyor:
- Satışlar
- Beğeni ve Yorumlar
- Web Sitesi Trafiği
- Gösterimler
- Tıklamalar
En Uygun İş Birliği Ortağını Seçmek
Hedeflerini belirledikten sonra yapman gereken, ideal influencer seçimi için kriterlerini ve beklentilerini netleştirmekten geçiyor. Aslında, burada temel pazarlama prensiplerini uygulaman gerekiyor. Takipçileri ve içerik temaları, sattığın şeyle ve sattığın şeyi kimin satın aldığıyla uyumlu olan influencerlara ihtiyacın var. Örneğin, bir şirket kurmadan önce çeşitli markalar geliştirip sonrasında satarak deneyim kazanabilirsin.
Seçtiğin influencerların hedef müşterilerinle uyumlu olduğundan emin olmanın yanı sıra, bazı temel metrikleri de incelemen gerekiyor: takipçi sayısı, etkileşim oranları, yorum sayısı, coğrafi konum vb. Aradığın kriterleri sağlayan küçük ölçekli bir influencer bulduğunda ise, başarılı olup olmayacağını anlamak için cüzi bir ücret ödeyerek deneme talep edebilirsin. Eğer istediğin sonucu alamazsan da maddi açıdan etkilenmemiş olursun.
Mesela, takipçi sayısı 1.000’in altında olan influencerlarla iş birliği yapmak istememek vb. kuralların olabilir, fakat açık fikirli olmayı da ihmal etmemelisin. Bazen küçük bir takipçi kitlesine sahip olan influencerlar en güzel içeriği üretebilir, emin ol ki sonuçlara şaşırabilirsin! Takipçi sayısını değil, özgünlüğü önceliklendirmeyi öğrenmelisin.
Böyle bir amaç edindiğinde, iş birliği yapacağın ortakları samimi, neşeli ve kendine özgü görünen ve merak uyandıracak bir edayla eğitim verebilen kişiler arasından seçebilirsin. Başka bir taraftan ise, her iki gönderisinden biri reklam olan hesaplar gözünü korkutuyor olabilir.
Ücret Politikası Üzerine Düşünmek
Geçmişte, influencerlara ücretsiz numunelerle ödeme yapan markaların sayısı, parasal bir karşılık sunanlardan daha fazlaydı. Ancak artık, bu durum değişiyor. Influencer Marketing Hub’ın raporuna göre, 2022 yılında markaların %34,4’ü influencerlara ödeme yapıyor ve ödemelerin %49’u sabit bir ücrete dayanıyordu.
Rapor, bu oranın hala nispeten düşük olduğunu belirtiyor. Satış ortaklığının (affiliate marketing) tercih edilmeme eğiliminde olması da aynı sebepten kaynaklanıyor. Deneyimli influencerlar yaptıkları işin hakkını fazlasıyla verirler. Dolayısıyla kontrolleri dışında olabilecek belirli bir sonuca dayalı ödemeler yerine, çabaları ve uzmanlıkları karşılığında adil bir ücret almayı tercih ediyorlar. Kaliteli iş birliği ortaklarına güvence vermek için ön ödeme teklifinde bulunabilirsin.
Influencer pazarlaması olmadan önce, satış ortaklığı yapılıyordu. Süreç yönetimi ve yatırım getirisini bulmak oldukça zordu. Son yıllarda, influencerlar çok daha profesyonel hale gelmeye başladı ve buna bağlı olarak sektörün ücret politikası da olgunlaştı.
Hedeflenmiş birebir influencer tekliflerinin yanı sıra, Afluencer platformunu kullanan markalar aynı zamanda kampanya tekliflerini influencerlar için aranabilir hale getiriyor. Teklifini ve beklentilerini, bir ücret aralığı girerek veya mikro-influencerlara ve daha yüksek seviyeli influencerlara farklı bir ücret belirterek detaylandırabiliyorsun örneğin. Bu sayede, başvuru yapan influencerlar neyle karşılaşacaklarını biliyorlar. Ayrıca, kim bilir? Belki de, normalde çok daha yüksek ücretler talep etmesine rağmen ürününü beğendiği için seninle çalışmaya istekli olan birine denk gelebilirsin!
Teklif Metnini Geliştirmek
Influencerlara teklif sunmak, müşterilere teklif sunmakla benzerlik gösteriyor: Her ikisinde de bir fayda satıyorsun. İlişkinin onlara nasıl bir fayda sağlayacağını vurgulaman gerekiyor. Bu faydalar arasında nakit ödüller, ücretsiz ürünler, ayrıcalıklı indirimler, markanın hedef kitlesine erişim imkanı ve daha fazlası bulunabilir. Ayrıca beklentileri netleştirmek ve gereksinimleri aşırıya kaçmadan pratik tutmak da önemli. Teklifini sunacağın satış metnini programın, şart ve koşulların hakkında influencerların daha fazla bilgi edinebilecekleri, kişiselleştirilmiş erişimlerle harmanlanan bir açılış sayfası aracılığıyla iletebilirsin.
Influencer’ların dikkatini çekmek istiyorsan, kesinlikle Instagram veya TikTok gibi platformlar üzerinden soğuk mesaj gönderme (cold-messaging) yoluna gitmemelisin. Markalar, bir influencera rastgele ulaştıkları zaman o kişinin ürünlerini en iyi şekilde tanıtıp tanıtamayacağından emin olamıyorlar, dolayısıyla influencer’ların halihazırda kullandığı ve güvendiği Afluencer gibi platformları kullanmak veya Bionluk “Influencer Marketing” kategorisini kullanarak aradığını bulmak daha sağlıklı bir seçenek.
Bu tip platformların güvenilir yanı, daha önce markalar tarafından yanıltılan influencerlarla ilişki kurmana yardımcı olması. Ee, kendine nasıl davranılmasını istiyorsan influencerlara da öyle davranman gerekiyor. Influencerlara müşterilerinmiş gibi yaklaşmalı, ihtiyaçlarını önceden tahmin etmeye ve sıkıntılarını hafifletmeye çalışmalısın. Bu sayede uzun soluklu ve temeli sağlam ilişkiler inşa edebilirsin.
Riski Azaltmak ve Kampanya Hedeflerini Hızlandırmak
Mantıken, herhangi bir influencer pazarlama kampanyasının başarısı, büyük ölçüde pazarlamayı yapan influencera dayanıyor. Bilindiği üzere, doğru influencerları bulmak, değerlendirmek ve güvence altına almak oldukça zor olabilir. Fakat, milyonlarca insan arasında nasıl seçim yapabilirsin? Yıllar önce, muhtemelen en çok takipçisi olan kişilerle işe başlardın, ancak aynı zamanda marka standartlarıyla uyumlu özelliklere sahip olanları da bulman gerekiyordu. Seçeneklerini belirlemek için bir elektronik tablo kullanman gerekebilirdi –ki bu da maalesef çok zaman alıyordu.
Pek çok markanın, bu karmaşayla uğraşmamak için tüm süreci bazı dış kaynaklara paslamasına şaşmamalı. Influencer pazarlamalarını yönetmesi için bir şirkete ödeme yapan ve işlerin pek de iyi gitmediği o kadar çok örnek var ki. Fakat seçimleri kendin yapamadığın ve kontrolün dışında olan bu tip durumlarda, haliyle influencerlar da etkili olamıyor.
Bu durum sana da tanıdık geliyor olabilir. Piyasada, sana dünyaları vaat eden çok pahalı ajanslar bulunuyor. Ancak kontrolün başkasının elinde olması, pek tabii endişe verici olabilir. Influencerlarla bire bir bağlantı kurmayı seviyor olabilirsin. Tüm kontrolü başkasına bırakmamanı ve sürece dahil olmanı sağlayan Afluencer gibi platformlar, her iki taraf için de güvenilirlik hissi veriyor.
Afluencer’ı tercih eden çoğu marka sözünü ettiğimiz görüşü paylaşıyor. Marka pazarlamacıları ise genellikle influencerların da platformda aktif ve isteğe bağlı kullanıcılar olduğunu öğrendiklerinde şaşırıyorlar. Bir eşleşme sağlandığında, doğrudan mesajlaşma opsiyonun var. Konuşmayı e-posta, telefon veya başka bir iletişim aracına taşımak istersen de, herhangi bir kısıtlama ile karşılaşmıyorsun. Platform sadece tanışmanızı sağlıyor.
Influencer’larla İlk Adımı Atmak
Henüz influencer pazarlamasını kullanmaya başlamadıysan, ilerde pişman olabilirsin. Markalarını yeni kuran kişiler için, belli bir seviyeye gelmiş ve oldukça alımlı görünen markaları görmek korkutucu olabilir. Ama unutma, Roma bir günde inşa edilmedi. Tek yapman gereken, başlamak! Influencer pazarlamasının etkisini test eden marka liderleri, bunun ne kadar güçlü bir araç olduğunu farkında ve yatırımlarını artırmaya devam ediyorlar. Influencer pazarlaması, birkaç yıl boyunca güçlü bir büyüme yaşandıktan sonra, pazarlama bütçelerinin bir sonraki büyük trende kayacağını öngörmüş olabilirsin.
Ancak, böyle bir şey gerçekleşmedi. Markalar ve pazarlamacılar, influencer pazarlamasının ne kadar etkili olduğunu fark etti ve yeni bir şey aramaya zahmetine girmediler bile. Yapman gereken, gerçekçi beklentiler belirlemek ve tutarlı olmak: geleceğini bir anda değiştirecek sihirli bir gönderi yok ve olamaz da.
Herkesin tanıyıp bildiği bir influencer ile anlaşman gerekmiyor – ayrıca mali gücün de bunu desteklemeyebilir. Bunun yerine kriterlerine uygun çeşitli influencer’lar bulmalı ve müşterilerinin isteklerine kulak vermelisin. Altın kuralı unutma: Influencer’lar ile deneme yap, sabırlı ve tutarlı ol. Emin ol ki, kaybedeceğinden çok daha fazlasını kazanacaksın!
Nereden başlayacağını bilemiyorsan, aşağıdaki ilanlara göz atabilir ve sana uygun olduğunu düşündüğün freelancer ile iletişime geçebilirsin 😌📌