Freelance çalışmak, kişiye birçok konuda esneklik sunan büyük bir lüks. Ancak söz konusu esneklik iyi değerlendirilemediğinde, ortaya bazı hatalar çıkabiliyor ve bu hatalar hem maddi olarak hem de zaman açısından bize çok daha büyük yükler getirebiliyor. Bu hatalara sen de düşme diye freelancer’ların en sık yaptığı hataları derledik!

Çok Para Kazanmak İçin Çok İş Almak

Freelancer olmak genellikle “bilgisayardan iş yaparak para kazanmak” ile eş görülüyor ve işinin uzmanı olmayan çoğu kişiye “kolay” veya “zahmetsiz” gelebiliyor. Ancak gerçek hayatta freelancer’lar için durumlar pek böyle ilerlemiyor. Doğru müşteriyi bulma, sağlıklı bir iletişim kurma ve işi layığıyla teslim etme gibi temel adımların sorunsuz olarak işlemesi için freelancer’ın tüm bu adımları kendi çalışma sistemine göre kurgulaması ve bu sisteme paralel olarak hareket etmesi gerekiyor. Çoklu değişkenlere sahip bu formülü çözmek ise bazen ayları bazense yılları alabiliyor.

Çoğunlukla esnek davranılması gereken bu çalışma sistemine adapte olmaya çalışan “taze” freelancer’ların en sık yaptığı hata, üstesinden gelebileceklerinden çok daha fazla sırtlanmaya çalışmaları. Böyle olunca iş yetiştirme kaygısı ile yapılan işlerin niteliği ve kalitesi de ister istemez düşüyor. Çok fazla işi aynı anda aldığında, aniden baş gösteren “iş yetiştirme telaşı” ile baştan savma işler yapma gafletine düşebilir ve alanında uzman bir freelancer olmaktan kilometrelerce uzağa gitmek durumunda kalabilirsin. Burada başarının sırrı, sevdiğin işi özenle yapmakta ve iş alırken seçici olmakta yatıyor.

Peki seçim esnasında ne gibi kriterlerin olmalı? Belki bu kriterleri belirlemede şu soruları kendine sorabilirsin:

  • Kabul ettiğin o işi gerçekten yapabilecek misin?
  • Bu işin sana maddi katkı dışında mesleki olarak bir katkı sunabilecek mi?
  • Senin yetkinliğin bu iş için gerçekten yeterli mi?

Her ne kadar amacın bir noktada para kazanmak da olsa nihayetinde bir sorunu çözüme kavuşturmak üzere iş alıyorsun ve sunacağın iş zamanla senin imzana dönüşüyor. İşin tesliminin ardından, nasıl “anılmak” istiyorsan adımlarını ona göre atmalısın. Unutma, işini severek yapmanın ve içine sinerek teslim etmenin verdiği huzuru hayatta başka hiçbir şey sağlamıyor. Freelancer olmak işte tam da bu özgürlüğü sunuyor.

Plansız Çalışmak

İşleri yetiştirememenin bir diğer nedeni ise sürekli erteleme halinde olmak. Yapmayı bir türlü istemediğin o işi ertelemek için yapılan temizlikler, uzun yürüyüşler ya da aniden beliren tüm gardrobu düzenleme isteğine hepimiz aşinayız. Yani pek de yalnız sayılmazsın 🙂

Bir işi o an yapmak istemediğinde; önce günün saatleri ile minik anlaşmalar imzalıyorsun: “15.00’da başlayacağım”, “Şu an 5 geçiyor buçukta başlarım” gibi. Haliyle bu süreç gittikçe uzuyor; Pazartesi Cuma’ya bağlanıyor, derken “hafta sonu nasıl olsa daha rahat bitiririm düşüncesi” tüm zihnini sarıyor ve tüm işler çığ gibi büyümeye devam ediyor. Haliyle meşhur alarmın “deadline” kapıyı bırakıp bacadan -ve çoğunlukla- mail kutundan daha da sert saldırmaya başlıyor. Bunu önlemenin basit bir yolu var: Kendi çalışma yöntemini ve motivasyonunu keşfetmek. Böylece işin başında sana sunulan teslim tarihini, kendi çalışma sistemine göre ayarlayabilir ve tarihlere daha rahat uyabilirsin.

Tüm bunları kolaylıkla uygulayabilmek için endine şu ve benzeri soruları sorabilirsin:

  • Günde kaç saat çalışmak istiyorum? Bu saat aralıkları işi bitirmem için yeterli mi?
  • Nasıl bir ortamda daha motive çalışabilirim?
  • Dikkatimi dağıtan temel şeyler neler? Bunları nasıl önleyebilirim?
  • Ne tür işler beni motive ediyor?
  • Sık sık ara vermek mi yoksa uzun süre çalışıp verimli bir ara vermek mi beni mutlu ediyor?

Tarihleri belirlerken ikinci parametre, şayet sık sık ihtiyaç duyuyorsan, molalarını düzenlemek ve işin teslim tarihini bu şekilde hesaplamak. Tabii ki her iş özelinde farklı bir akış yakalayabilirsin, bazı işler daha hızlı ilerlerken bazıları çok daha fazla uğraştırabilir, müşterinle görüş ayrılıkları taşıyabilirsin… Yine de işin en başında verdiğin tarihe sadık kalmak tüm bu yorucu süreçleri de anlamsız kılacaktır. Sen de zamanla bu tarihleri daha net çıkartacak ve uymakta zorlanmayı yavaş yavaş bırakacaksın.

İşini teslim almadan önce detaylı not alarak da üretim sürecini hızlandırabilir ve daha kolay motive olabilirsin. Tabii hayatta her konuda olduğu gibi bu konuda da planların istediğin yönde ilerlemeyebilir. Bazen kendini yorgun, halsiz veya isteksiz bulabilirsin, hastalanabilir veya ailenle ilgilenmek durumunda kalabilirsin. Bu gibi durumlarda seni neyin en iyi şekilde motive edeceğini bilmek, iş zamanlamanı yeniden planlamak ve en önemlisi bir aksaklık olacaksa karşı tarafı bilgilendirmek bu süreci daha hızlı atlatmana ve tam konsantre şekilde yeniden işine odaklanabilmene imkan sunacaktır.

Uzmanlaşmamak

Bir alanda uzman olmak çoğu zaman ilgili alanda %100 yetkinliği temsil ediyor. Fakat günümüzde kolay erişim sağlanan sertifikalar, hızlandırılmış eğitimler ve hatta online dersler bu durumu biraz değiştirmeye başladı. Artık herhangi bir alanı ilgilendiren veya bu alana dokunan diğer alanlarda da bilgi sahibi olman beklenebiliyor. Özellikle kolektif projelerde veya farklı süreçleri içeren daha karmaşık işlerde, sana sunulan işi en doğru şekilde tamamlayabilmek için kişileri doğru yönlendirmen gerekebiliyor.

Burada altını çizmek istediğimiz nokta, ana uzmanlığını bir kenara atıp farklı bir sürü alana aynı anda yoğunlaşmaktan ziyade, işini geliştirecek ve beraber çalıştığın kişileri daha doğru yönlendirecek temel bilgilere sahip olmak. Böylece mesleki gelişiminen katkıda bulunabilir ve müşterilerinin bu beklentisini bir faydaya çevirebilirsin.

Bu durumun elbette ki pozitif etkilerinden çok negatif etkileri de olabiliyor. En büyük negatif etki ise herkesin “her konuda uzman olması” sorunsalını doğurması. Böyle bir durumda, işinin gerçekten uzmanı olan ve yıllarını yoğun tecrübeleriyle taçlandıran uzman kişiler, ya fiyatlandırma ya da zamanlama anlamında “atıp tutan” bu “yeni nesil uzmanların” gölgesinde kalabiliyor.

Çünkü alıcılar çoğunlukla günden güne artan bu kişileri hem maddi anlamda hem de zaman anlamında çok daha cazip buluyor. Burada asıl görev doğru freelancer’ı bularak, ona güven sunacak alanı inşa etmesi gereken alıcılara düşüyor. Fakat bir freelancer olarak sen de tüm güncel gelişmelere hakim olmak ve kendini geliştirmek noktasında kendi “gardını” alabilir ve seçici davranarak bu savaşta üstünlük kurabilirsin. Tek yapman gereken motivasyonunu korumak ve kendinden daima emin olmak.