Bir freelancer’ın hayatı zaman zaman oldukça zor olabilir. Geçimini sağlamaya yetecek kadar müşterin olması adına kendini olabildiğince çabuk bir şekilde piyasa ispatlaman gerekiyor. Bir şirkette tam zamanlı çalışanlar, tatil günlerinin keyfini işlerini düşünmeden çıkarabilirler. Ancak bir freelancer’ın verdiği küçük bir mola bile gelir kaybına sebep olabilir.

Ayrıca küresel felaketler, ekonomik çöküşler veya durgunluklar gibi, piyasaları kanlarının son damlasına kadar savaşmaya ve geri çekilmeye zorlayan kendi kontrolünün dışında karşılaşabileceğin etkenler de bulunuyor. Bir freelancer olarak çalışıyorsan veya zor zamanlarda yavaşlamaya eğilimli bir sektörde serbest meslek sahibiysen, bu iki kat problem yaşamana ve çoğunlukla freelancer olmanın riskleriyle karşılaşmana neden olabilir.

Ancak işlerin zor olması, freelancer’ların pes etmesi veya alternatif istihdam araçları araması gerektiği anlamına gelmiyor. Ayrıca piyasadaki bir durgunluk sırasında freelancer olmanın bir takım finansal getirileri de olabilir.

Freelancerların, rekabeti yüksek pazarlarda hangi temel adımları atarak başarılı olabileceğini ve zor zamanlarda yeni müşterileri nasıl çekebileceğini öğrenmek için okumaya devam et!

1. Freelance İş Sitelerini Göz Ardı Etme

Bazı freelance çalışanların müşterilerini alternatif yollarla kazanmayı tercih ettiğini biliyoruz. Fakat freelance çalışma sitelerinin zor zamanlarda fazladan iş almak için harika bir yol olduğunu da belirtmek isteriz. Üçüncü taraf harcamalarını kıstıkları için kısa vadede birkaç müşterini kaybetmiş olabilirsin, bu durumda hesaplarını dengelemek için hızlı kazançlara ihtiyacın olması ise hayli muhtemel.

Tercih ettiğin müşteri elde etme yöntemleri yavaşlamaya başladığında, Bionluk, Upwork, Fiverr ve Flexjobs gibi siteler aracılığıyla bir dizi potansiyel işe erişim sağlayarak gelirini artırabilirsin.

Bazı siteler potansiyel müşterilerin seni bulmasına izin verirken, diğerleri yetenek ve becerilerini belirli görevler için sunmana izin veriyor. Bununla beraber, freelance iş bulma sitelerinin ücretinden bir kesinti yapacağını da göz önünde bulundurman gerekiyor. Kısacası, bunun getirisini götürüsünü etraflıca değerlendirmeli ve fiyatlandırmanı buna göre ayarladığından emin olmalısın.

2. Sosyal Medyada Uzmanlaş

Sosyal medyanın, günümüz ticari ortamında her büyüklük ve seviyedeki işletme için güçlü bir araç olduğu su götürmez. Sevip sevmemen ise müşterilerinin bu platformları oldukça aktif bir biçimde kullandığı gerçeğini değiştirmiyor. Sosyal medya, müşterilerle etkileşim kurmak, markanı inşa etmek ve işini daha fazla insanın farkına varmasını sağlamak için harika bir seçenek olabilir.

Şimdiye kadar sosyal medyada bir mevcudiyet göstermediysen, birlikte çalışmak istediğin kişi ve markalarla bağlantı kurmak ve buna paralel bir çevre geliştirmek, iyi bir başlangıç olabilir. İlk aşamada LinkedIn ve Twitter’ı tercih edebilirsin. Unutma, elinden geleni ne kadar yaparsan doğru insanlar tarafından da o kadar çabuk fark edileceksin.

Şirketler çalışmak için bir freelancera ihtiyaç duyduklarında, bu kişilere öncelikle sosyal medya üzerinden ulaşmayı tercih ediyorlar. Yani, işi başkalarından önce almak istiyorsan elinin altında yatan bu cevherin farkında olmalısın. Nihayetinde sosyal medya, hem freelancer olarak senin için hem de üçüncü taraf yardımı arayan şirketler için ücretsiz bir reklam işlevi görüyor.

3. Daha İyi Sonuçlar Almak İçin Network Oluştur

Geleneksel network oluşturma yöntemleri, serbest meslek sahipleri ve freelancerlar için hala kazanç sağlayabilir. Freelancer olarak başarının tadını çıkarabilmemiz için insanlarla çalışmamız gerekiyor ve bu bağlantıyı kurmanın da birkaç yolu bulunuyor. Facebook Grupları, Buluşmalar ve becerilerine veya sektöre odaklanan etkinlikler aracılığıyla, sosyal medya bir kez daha yararlı bir araç haline geliyor.

Ayrıca, popülasyonu genellikle freelancerlardan oluşan ortak çalışma alanları da bulunuyor. Bu tip yerlerde iş fırsatları yakalayabilir, ortaklıklar kurabilir ve çalışmak için birçok seçeneğin olduğundan emin olmak adına network oluşturmaya başlayabilirsin. Özellikle zor zamanlar için oldukça kurtarıcı bir seçenek.

LinkedIn’in temel amacı, profesyonellerin network oluşturmasına yardım etmek. Bu nedenle, sana tam olarak uygun olan işleri kaçırmamak adına herkesçe kabul edilen ve yaygın olarak kullanılan bu platformdan kesinlikle yararlanmalısın. Kurduğun bağlantılar, gelecekte iddialarını ve deneyimlerini doğrulayan ve kabul görmüş kuruluşlarla olan çalışma geçmişini sergileyen tavsiyelere dönüşebilir.

4. Önceden Plan Yap ve Adil Bir Ücret Almaya Devam Et

Ekonomi gibi dış etkenler nedeniyle işlerin azaldığını hissettiğinde, daha fazla müşteriyi kendine çekmek ve ikna etmek için fiyatlarını düşürmek cazip olabilir. Ancak, fiyatını düşürmek yalnızca seni baskı altına almak ve aynı para için daha hızlı çalışmana neden olmakla kalmaz, aynı zamanda müşterilerine yanlış bir mesaj da gönderebilir.

Eski fiyatın üzerinden ücretlendirdiğin müşteriler, hizmetlerini daha ucuza sunduğunu görebilir ve aynı ücreti kendileri için de talep edebilirler. Yani, aynı ücret için daha uzun ve daha sıkı çalışmaya devam etmen olasılık dahilinde. Becerilerin ve deneyimin için adil bir fiyat belirlemen çok önemli, fiyatlarında kayda değer kesintiler yapmak ise sana uzun vadede yardımcı olmayacak.

Şunu da atlamamak lazım, ne olursa olsun kaliteli iş kaliteli iştir ve karşılığını hakkıyla alır. Ufukta bir durgunluk tehdidi beliriyorsa maaşını muhafaza etmenin çeşitli yolları bulunuyor. Yeni bir müşteri edindiysen, mantıken ücretlerini planlamaya başlamalısın. Birçok freelancer, ücretlerinin ne olması gerektiğine karar verme konusunda bitmeyen bir mücadele içindeler. Tabi, kendini geniş ve çok çeşitli bir pazarda konumlandırmak da oldukça zorlu bir süreç. Fakat nihayetinde, sadece geçinebileceğin değil yaptığın işin değerini de gösteren, tatmin edici bir fiyat belirlemelisin.

5. Yazma Becerilerini Geliştir

Yazmak en güçlü tarafın olmayabilir, ancak kendini rekabette öne çıkarmak için potansiyel müşterilere mümkün olan en iyi versiyonunu sunmalısın. Müşterilere satış konuşması yaparken ve portfolyonu sunarken kendini iyi bir şekilde tanıtmalısın. Bu nedenle ortaya koyduğun içeriği yeniden değerlendirmen oldukça mühim.

Metinlerindeki yazım ve imla hatalarını, dilinin sadeliğini veya intihal olup olmadığını kontrol etmek için çeşitli yazma araçlarını tercih edebilirsin, üstelik genellikle ücretsiz olarak da kullanılabiliyorlar. Örneğin, İngilizce içerikler için Grammarly’i inceleyebilirsin. Bu tip araçlar, metninde göze batan aşikar hataları belirtmekte iyi bir iş çıkarıyorlar. Ancak, mükemmel olduklarını söyleyemeyiz. Bu nedenle son taslaklarını gözden geçirmesi için (freelancer) bir yazar veya redaktör tutmak isteyebilirsin.

6. Her Satış Konuşmasını (Pitch) Müşteriye Göre Özelleştir

Yazmak senin için biçilmiş kaftan olsun ya da olmasın, potansiyel bir müşteriye gönderdiğin her sunum siparişe özgü yapılmış bir tat vermeli. Toplu bir gönderim yapacaksan şablonlu satış konuşmalarının oldukça kullanışlı olduğu doğru. Ancak insanlar, herkese uyan dolayısıyla üzerine ayrıca düşünülmemiş bir ileti aldıklarının bilincinde olacaklar. Bu nedenle daha iyi bir sonuç elde etmek için yaklaşımını kişiselleştirebilirsin.

Freelancerların oldukça düzenli periyotlarda şirketlerle bağlantıya geçtiğini düşün. Bu durumda şirketler, kendileri için anlam ifade eden özelleştirilmiş sunumlar görmek isteyecekler. Satış konuşmalarını, sanki bir işe başvuruyormuşsun gibi değerlendirmekte fayda var; içeriği görev tanımına uyacak şekilde değiştirmeli ve müşteri veya şirketin bahsini geçirmelisin. Özellikle zor zamanlarda, beklentilerin üzerinde bir performans sunabileceğini müşterilere göstermek isteyebilirsin. Fakat onlar için benzersiz bir sunum yaratamazsan, işlerine gereken çabayı göstereceğinden ve bunun için istekli olduğundan şüphe duyabilirler.

Portfolyonu güncel tutmak da atlamaman gereken en önemli noktalardan biri. Herkesin duymasını istediğin ve gönülden inandığın işleri dahil etmeyi unutmamalısın. Örneğin, sektör lideri bir müşteriyle çalışmak veya unutulmaz bir şey yaratmak. Portfolyon taze olmalı ve mümkünse ağırlıklı olarak son 6 ila 12 ay içinde tamamladığın çalışmaları içermeli.