Bir senenin daha sonuna yaklaşıyoruz ve bu son 12 ay, büyük sosyal ağlar ve dijital pazarlama trendleri için öyle keşmekeş içinde geçti ki! Meta kademeli düşüşünü sürdürdü, TikTok yükselmeye devam ediyor ve Twitter şu anda kaotik bir yönetim değişikliğinin tam merkezinde.

Tüm bu olup bitenin arasında, sırada ne olacağını öngörmek bir hayli güç. Fakat biz yine de, başlıca sosyal medya uygulamalarının her birine yönelik 2023 yılı tahminlerimize bir şans vermek istiyoruz.

Tabii ki, hiç kimse ne olacağını kesin olarak bilemez. Ancak son değişikliklere, pek çoğundan daha fazla hakim olduğumuza eminiz. Bu gönderide, her ne kadar uzak bir geleceğe dair çılgınca ve çığır açan tahminler elde edemeyecek olsan da, önümüzdeki yıl yoluna çıkacak potansiyel değişikliklere yönelik bazı sağlam, gerçekçi ve uygulanabilir pazarlama trendlerini ve fikirlerini bulacaksın.

Facebook

Zuckerberg’in ilk sosyal medya uygulamasının genç kullanıcıların gözünden düşmesi, reklamlara yaptıkları harcamaları Apple’ın ATT (App Tracking Transparency – Uygulama Takibi Şeffaflığı) güncellemesinden dolayı kaybetmesi ve TikTok değişiminin gölgesinde bir tür kimlik krizinden muzdarip olması sebebi ile genel olarak zor bir yıl geçirdiğini söyleyebiliriz.

TikTok’un kısa biçimli ve algoritma liderliğindeki yaklaşımının tüketim davranışlarını genel olarak değiştirmesi, Facebook’u en büyük kaybeden haline getirdi. Ancak Zuck ve Co., işleri tekrar rayına oturtmak için bir planları olduğunu söylüyor. Kim bilir?

İşte, bundan sonra daha sık göreceklerimiz:

AI Tarafından Önerilen Daha Fazla Gönderi

Evet, Sayfalardan ve takip etmediğin kişilerden giderek daha fazla içeriğin Facebook akışına sızdığını göreceksin.

Zuckerberg, The Verge ile yaptığı yakın tarihli bir röportajda önerilen içerikler ile ilgili şunları söyledi:

“Aslında olacak olan şey, önümüzdeki bir veya iki yıl içerisinde Haber Kaynağı’nda daha fazla önerilen içerik göstermeye başlayacak olmamız. İyi bir iş çıkardığımızı da bileceğiz çünkü başlangıçta içerik başka bir içeriğin yerini alacak ve bu içeriğin değiştirilmesi ya insanlardan olumsuz geri bildirim alınmasına ve odaklandığımız tüm ölçümlerde insanların birbirleriyle daha az bağlantı kurmasına yol açacak ya da aslında insanların daha fazla bağlantı kurmasına ve üründen daha fazla memnun olmasına yol açacaktır.”

Bu eğilim, kendi sosyal grafiğini (social graph) kendin oluşturmak yerine, sana tüm kullanıcılardan gelen en iyi içeriği göstermeye odaklanan TikTok’tan ileri geliyor. Bu, TikTok’un kullanıcı etkileşimini en üst düzeye çıkarmasına olanak sağlıyor, çünkü akışın seçtiğin belirli profillerden gelen güncellemelerle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda paylaştıkları gönderileri, kendi izleyicilerinin dışında çok daha geniş bir kitle tarafından görülebilecek olan içerik oluşturucular için daha fazla görünürlük potansiyeli de sağlıyor.

Zuckerberg, aslında Facebook’un bu açıdan bir avantaja sahip olduğuna gerçekten inanıyor. Çünkü Facebook, kullanıcıları sadece kısa biçimli video içerikleriyle kısıtlamıyor. Bir yandan görseller, metin içerikleri, bağlantılar, haber ve grup güncellemeleri, uzun biçimli videolar ve çok daha fazlasını da sunuyor.

Zuck’ın görüşü, içerik önerilerini doğru bir şekilde alabilirse, bunun Facebook’a bir destek sağlayacağı yönünde. Bunun doğru olup olmadığı, belirsizliğini korumaya devam ediyor ve Zuck’ın belirttiği gibi, kullanım ölçümleri işin aslını her halükarda ortaya koyacak. Ancak en azından 2023’ün başlarında, Facebook akışının giderek Sayfalardan ve daha önce hiç duymadığın kişilerden gelen gönderilerle daha fazla dolacağı bir gerçek.

Zuckerberg’in görüşü en sonunda, ana Facebook akışındaki içeriğin %40’ının takip etmediğin Sayfalardan geleceği yönünde.

Bu durum, aynı zamanda markalar için genişletilmiş bir fırsatı da beraberinde getiriyor. Çünkü Facebook’un algoritmaları, en iyi performansı gösteren gönderilerini mevcut hedef kitlenin dışında daha fazla kişiye göstermeye çalışacak.

Aynı zamanda Facebook, daha fazla insanın platformda daha fazla zaman geçirmesini istediğinden dolayı harici bağlantıları teşvik etmekten de uzaklaştı. Ama belki de, Facebook’ta daha fazla etkileşim sağlayan “meme” ve izleyici soruları gibi içeriklere yönelebilirsen, marka bilinirliğini artırabilir ve diğer gönderilerini de daha fazla kişinin takip etmesini sağlayabilirsin.

Bu bir fırsat olabilir, ancak yine de Facebook kullanıcılarının bu yaklaşıma ısınıp ısınmayacakları henüz bilinmiyor.

Önceliği Yeniden Aile ve Arkadaşlara Vermek

Aile ve arkadaşlar, Facebook’un geçim kaynağının olmazsa olmaz bir parçasını ifade ediyor. Bu nedenle onlardan gelen gönderileri daha iyi vurgulamak için başka bir yol bulmaya çalışması, bunun dolaylı bir etkisi olabilir.

Facebook’un diğer platformlardan ayrıldığı ve hala kayda değer ölçüde fayda sağladığı temel özelliği, sosyal grafiğin ve arkadaşların, ailen ve gruplarından gelen en son güncellemeleri kontrol etmek için Facebook’a giriş yapman gerektiği gerçeği. Diğer uygulamaların bu konuda rekabet edemeyeceği doğru. Ancak son yıllarda insanların daha az gönderi paylaşması ve diğer uygulamaların daha fazla eğlence sağlıyor oluşu, bunu daha az değerli hale getirdi.

Bu gerçekten önemli bir değişiklik. TikTok aslında kendisine bir sosyal medya uygulaması bile demiyor, bunun yerine bir “eğlence platformu” olduğunu söylüyor ve Facebook’u gözden düşüren sosyal unsur da bu uzaklaşma. Çünkü insanlar bu uygulamaları, bir zamanlar yaptıkları gibi arkadaşları ve aileleri ile etkileşim kurmak için kullanmıyorlar.

Meta’ya göre çoğu etkileşim aslında DM’lerde gerçekleşiyor. İnsanlar, akışlarında eğlenceli içerikler keşfediyor ve ardından bunları yakın arkadaşlarıyla özel mesajlarında paylaşıyor. Bu, yargılamayı ve aynı zamanda tartışmayı önlüyor, ancak bir yandan da insanların Facebook’ta eskisi kadar vakit geçirmediği anlamına geliyor.

Ancak yine de en yakınlarından gelen son güncellemeleri kontrol etmek için Facebook’a girmen gerekiyor. Çünkü her halükarda bu platform, önemli haberlerin yayınlandığı yer ve başka hiçbir uygulama bu hususta Facebook ile boy ölçüşemez.

Bu nedenle Meta’nın, öncelikle aile ve arkadaşlardan gelen önemli güncellemeleri öne çıkardıktan sonra, kullanıcılarını yapay zeka içerik önerilerine yönlendirebileceğini düşünüyoruz.

Temmuz ayında “Ana Sayfa” ve “Akışlar” sekmelerinin kullanıma sunulmasından beri, Facebook’ta alternatif haber akışları bulunuyor. Akışlar’da, arkadaşlarından gelen gönderileri bulabiliyorsun. Ancak insanların bu kısmı kullanıp kullanmadığından pek emin değiliz.

Bir aşamada, Facebook’un arkadaşlarından ve ailenden gelen en son gönderileri ana akışında ön planda sergilemeye çalışacağını düşünüyoruz ve bu akışın sonunda da tüm önemli güncellemeleri gördüğünü gösteren bir tür işaret görmen mümkün.

Avatar Entegrasyonları

Meta, insanları meta evren hakkında heyecanlandırmayı gerçekten de istiyor! Bunu yapmanın bir yolu ise, dijital avatarlarını uygulamada daha fazla yere entegre etmekten geçiyor.

Meta, avatarların bir dijital kimlik biçimi olarak kullanılmasını teşvik ederek, daha fazla insanı metaverse katılımının önemli bir parçası olacak olan “dijital karakterler” aracılığıyla etkileşime geçmeye özendirebilir.

Ayrıca sponsorlu öğelerde avatarlar, temalı kostümler, dijital alanda bağlantı kurmanın ve etkileşim sağlamanın yeni yolları için genişletilmiş fırsatlar da bulunuyor.

Meta’nın görüntülü sohbetlerden gönderilere, durum güncellemelerine ve metaverse’nin kendisine bağlanmak ve etkileşim kurmak için avatarları kilit bir nokta olarak öne çıkarmaya başlamasını ileriki zamanlarda görebiliriz.

Mesaja Yönlendiren Reklamlar (Click to Message Ads)

Önceden belirttiğimiz gibi, DM’lerde gitgide daha fazla etkileşim gerçekleşiyor. Meta da, markaların bu geçişe uyum sağlamasına yardımcı olmak için daha fazla aracı öne çıkarmaya çalışacak.

Meta kısa bir süre önce hem Messenger hem de WhatsApp için Mesaja Yönlendiren Reklamlar’daki büyümenin bu davranışı yönlendirdiğini vurguladı ve pazarlamacıların yakın zamanda bu alışıla gelmiş değişime uygun daha fazla reklam seçeneği görmeyi beklemesi gerekiyor.

İnsanlar, gerçekten de DM’lerinde markalarla etkileşim kurmak istiyorlar mı? Bunun cevabını almamız yakın. Bu bir yandan da, insanların zaten kullanmakta olduğu mesajlaşma platformları aracılığıyla daha doğrudan bağlantı kurmasının harika bir yolu olabilir.

DM bağlantısının tanıtımı yapan daha fazla Facebook reklam seçeneği ve markalar için yanıt vermeyi daha kolay hale getirecek yeni araçlar görebiliriz.

VR’den Gönderiler

Meta’nın metaverse geçişini tanıtmasının bir başka yolu da, önceden duyurduğu VR’den Reels seçeneği paylaşımı da dahil olmak üzere sanal gerçeklikten (VR) gelen gönderiler ile olacak.

Esasen bu gönderiler, VR ortamında mevcut olan deneyim yelpazesini öne çıkarmayı hedefliyor. Her ne kadar Horizon Worlds video oyununun sağladığı deneyimin kötü göründüğü konusunda ağır eleştirilere maruz kalsa da, bir sonraki aşamada heyecanı artırmaya yardımcı olabilecek bazı oldukça şaşırtıcı VR uygulamaları ve efektleri mevcut.

Meta, insanların ne yaptığını ve VR alanında neler kaçırmış olabileceğini göstermek adına kullanıma sokacağı görüntülü sohbetler ve doğrudan gönderme seçenekleri de dahil olmak üzere, VR üzerinden paylaşım yapabilmek için yeni seçenekler sunabilir.

Artırılmış Gerçeklik Deneyimleri

Meta, halihazırda meteverse’de birçok kişi varken bir sonraki aşama gelişimiyle ilgili farkındalığı artırmaya çalışacak. Bunu da, bir dizi yeni işlevsellik ve uygulama içi deneyim sağlayacak olan AR gözlükleri ve gönderileri ile sağlayacak.

Meta’nın AR gözlükleri hala gelişme aşamasında. Ancak bir taraftan da, Facebook ve Ray Ban’in birlikte geliştirdiği “Ray Ban Stories” gözlükleri artık daha köklü bir ürün tedarik zincirine sahip. Kısacası, gelecek yılın ikinci yarısında piyasaya sürülecek AR özellikli gözlüklerle bir sonraki aşamadan çok da uzakta değiliz gibi görünüyor.

Ray Ban Stories

Meta’nın AR özellikli gözlükleri için çıkış tarihi olarak 2024 yılını öngördüğünün altını çizmek isteriz. Ancak ilk test modellerine ilişkin olumlu geri bildirimler ve sanal gerçeklik piyasasındaki zorlukların yakın zamanda ortadan kalkması beklenmediğinden, Meta’nın en azından erken bir ön izlemede, yeni nesil hamlesi için ivme kazanmak amacıyla AR gözlüklerini öne çıkaracak kampanyalar yürütmesi akıllıca olabilir.

Meta erken davranıp bu alana hakim olabilirse, bu daha geniş metaverse planları için büyük bir destek sağlayabilir. Üç boyutlu nesneler üretmek, metaverse için önemli noktalardan bir diğeri. Bunlarla uğraşan marka ve içerik üreticilerinin artmasından ötürü, Meta’nın Facebook ve Instagram’da daha fazla AR aracını öne sürmeye başlaması yakındır.

Instagram

En son tüketim trendlerine ve alışkanlıklarına ayak uydurmaya çalışan Instagram da, şu aralar bir kafa karışıklığı içerisinde.

TikTok’u her fırsatta kopyalayan Instagram, çaresiz bir biçimde rekabeti defetmeye çalışıyor ve görünüşe göre şu ana kadar başardı da. Uygulama, yakın zamanda aylık 2 milyara yakın aktif kullanıcısı olduğunu bildirdi.

Ancak bu işe yaramaya devam edecek mi? Trend olan her uygulamanın, popüler olan her işlevsel özelliğini kopyalamak, Instagram’ın sosyal medya uygulamaları içindeki “temel” konumunu korumasını sağlayacak mı, yoksa kullanıcılar bunca kopyalamadan ve bir zamanlar basit olan fotoğraf odaklı platformun karmaşasından yorulmaya başladılar mı?

Yapay Zeka Tarafından Önerilen Daha Fazla İçerik ve Reels

Tıpkı Facebook gibi Instagram da, kullanıcı katılımını en üst düzeye çıkarmak için AI içerik önerilerine yöneliyor. Gerçi bunun pek de hoş karşılandığını söyleyemeyiz.

Instagram, temmuz ayında çeşitli tanınmış kullanıcılardan gelen şikayetlerin ardından, kullanıcı akışlarındaki yapay zeka tarafından önerilen gönderilerin miktarını “doğrusunu bulana kadar” azalttığını ve bunun bir sonucu olarak, kullanıcıların iyi bir deneyim yaşamasını sağladığını duyurdu. Bu, Instagram için oldukça büyük bir değişiklik çünkü bundan böyle ana akışın, artık eski ve yeni gönderilerin yanı sıra takip etmediğin sayfalardan gelen rastgele -ve açıkça söylemek gerekirse genellikle alakasız- güncellemeler yığınından oluşuyor.

Aslında şu anda işe yaradığını pek söyleyemeyiz. Ancak Instagram, ileriye doğru yol almak için içerik oluşturucularını kritik bir itici güç olarak görüyor. Bu nedenle onları öne çıkarmaya özel olarak odaklanarak, insanlara uygulama genelindeki en iyi içerikleri daha fazla göstermeye bir hayli hevesli.

Instagram, içerik oluşturucuların gözüne girmek için daha çok çaba harcarsa, bu kişilerin paylaştıkları gönderi sıklıklarını artırdıklarını da doğal olarak görecek. Uzun vadeli görüşte ise Meta, içerik oluşturucularını uygulamalarına şimdi dahil ederek, bu kullanıcıların daha fazlasının metaverse’de içerik oluşturmaya ilgi duymasını sağlamak için bundan faydalanabilir.

Instagram en hızlı büyüyen ve yüksek popülerliğe sahip Reels gibi bir içerik formatına sahipken, haliyle yapay zeka önerilerinin işe yaramasını da gerçekten istiyor. Kısacası, bundan sonra uygulamanın daha fazla yerinde daha fazla rastgele güncelleme ve Reels görebilirsin.

Facebook gibi, Instagram için de bunun işe yarayıp yaramayacağı henüz belli değil. Ama her ne olursa olsun şanslarını zorlayacaklar.

Ayrıca Instagram, tüm ekranı kapsayan akış testini, belki de Reels ve Hikayeler ile daha sık etkileşim kuran birkaç seçilmiş kullanıcı ile yeniden gözden geçirebilir.

Bir Sonraki Seviye Entegrasyonlar

Belirtildiği gibi, daha yaratıcı değerler ve yetenekle bağlantısı olan Instagram, aynı zamanda mevcut durum ile metaverse arasında önemli bir köprü görevi görüyor. Instagram’ın içerik oluşturucular için daha güçlü sistemler kurmaya bu kadar hevesli olmasının sebebi de bu.

Bunu göz önünde bulundurarak, Instagram’ın 2023 yılında AR ve 3D gönderiler, NFT sanatının daha fazla entegrasyonu ve uygulamada gösterilebilecek başka yeni içerik formatları da dahil olmak üzere yeni içerik oluşturma biçimlerini bünyesine dahil etmesini bekleyebilirsin.

Instagram NFT’leri

İçerik oluşturuculara bir üst seviyedeki bu sanat biçimlerini yani NFT tasarımı üretmeleri ve sergilemeleri için daha fazla yol sağlamak, Meta’nın bu kişileri metaverse’te yaratmaya yönlendirmesine yardımcı olabilir. Çünkü Meta, kullanıcıların VR alemine daha fazla ilgi duymasını istiyorsa, ilgi çekici ve cazip deneyimler yaratması gerektiğinin farkında.

Instagram bünyesinde çalışanların bu konuda dışarıdan gelen yaratıcı yetenekler kadar iyi olamayacağı çok açık ve dijital sanatçıların kalbini kazanmak için en iyi buluşma noktası, hiç şüphesiz ki Instagram!

Instagram’da Live Photos ile üretilen GIF vb. yeni oluşturma araçlarını ve ayrıca Spark AR platformundaki 3D oluşturma araçlarının doğrudan Instagram’a entegrasyonunu yakın zamanda görebiliriz.

AR aktivasyonlarını doğrudan uygulamadaki yaratıcı araçları kullanarak yapabildiğini hayal et. Bunun oldukça büyük bir entegrasyon olduğunun farkındayız. Ancak Meta bir sonraki “sanatsal yetenek topluluğuna” öncülük etmek istiyorsa, katılımı ve gelişimi teşvik etmek için bu adımları atması gerekiyor.

AR ve Daha Etkileşimli Reklamlar

Bu da markaların, AR reklamlarında kullanabileceği ve kullanıcıların farklı yollarla ilgisini çekecek etkileşimli reklam biçimlerinde yeni fırsatlara sahip olmasına yol açacak.

Diğer platformlar bunu zaten deniyorlar ve Meta, kullanıcıları bir sonraki aşamaya yönlendirmeye çalışırken, bu tür üst düzey reklamlar önemli bir sıçrama tahtası işlevi görecek. Aynı zamanda, metaverse için daha fazla üç boyutlu modelin oluşturulması da kolaylaşacak. Instagram’dan gelen yeni AR reklam biçimlerinin yanı sıra, daha fazla markanın sonraki aşamaya geçiş yapmasına yardımcı olacak gelişmiş tarama araçları ve alım süreçleri görmeyi de bekleyebiliriz.

Instagram Canlı Alışveriş (Live Shopping)

Henüz popülerleşmiş olmasa da Instagram, diğer bazı pazarlarda oldukça büyük yer kaplayan canlı yayın üzerinden alışverişi deniyor.

Bir aşamada Instagram’ın, uygulamada tam ekran olarak görüntülenebilecek ve her zaman canlı alışveriş için içerik akışı sağlayacak yeni bir sekme aracılığıyla bu konuda daha büyük bir atılım yapmasını bekliyoruz.

Bu daha büyük bir cazibe noktası haline gelebilirse, uygulama içinde büyük bir kazanç sağlarken aynı zamanda yayın içi ticaret kapasitesini de artırabilir.

2023’ün başlarında, Instagram’dan canlı alışverişle ilgili daha kapsamlı bir duyuru alabiliriz.

Twitter

Twitter, kesinlikle gidişatını öngörmesi en zor olan platform! Nihayetinde, kendisini “Chief Twit” (twit şefi) olarak tanıtan Elon Musk’ın yönetimi altında sırada ne olacağını kim tahmin edebilir ki?

Musk, bir yandan hiçbiri son halini almış gibi görünmeyen çeşitli belirsiz planlar ortaya koyarken, söylentilere bakılırsa bir diğer yandan da, uygulamadaki tüm yönetim ve mühendislik ekiplerini değiştirmeye hazırlanıyor gibi görünüyor. Bu, her şeyin mümkün olabileceği ve Twitter’ın geçmişinden hiçbir şeyin emsal oluşturmayacağı yeni bir gelecek anlamını taşıyor.

Bu nedenle, yapacağımız tahminler oldukça yanlış olabilir, ancak şu anda Musk’tan gördüklerimize dayanarak diyebileceğimiz ne var ki?

Daha Kapsamlı Abonelik Desteği

Musk, Twitter’ın gelirini artırmak için abonelikleri bir araç olarak kullanmak istediğini ve aynı zamanda yaklaşımında özellikle üzerinde durduğu ve onun için çok önemli bir odak noktası teşkil eden, uygulamayı botlardan kurtarmak için başka bir katman eklemek istediğini de defalarca belirtti. Peki bunu başarmayı nasıl planlıyor?

Bununla ilgili çok çeşitli görüş var. Ancak görünüşe göre Musk, işletme kullanıcılarına gelişmiş analitik özellikler ve istatistikler sunarak, uygulamayı kullanmaları için aylık bir ücret talep etmeye çalışacak. Evet, bu tamamen mümkün. Twitter, 2020’de bir yığın analiz özelliğini kullanımdan kaldırdı. Tweetdeck’ten veya dahili analiz araçlarından daha iyi işlevsellik sunan üçüncü taraf Twitter uygulamalarının sayısı önemli olmasına rağmen kaldırdığı bu özelliklerin yerine hiçbir zaman yenisini koymadı.

Musk’ın yeni ekibi bu araçlardan fikir alıp bunları gelişmiş bir Twitter Analytics sunumuna entegre eder ve ardından mevcut Profesyonel Profil görüntüleme seçenekleri paketine erişimin yanı sıra bunu bir hizmet olarak sunarsa, muhtemelen birçok işletme bunun için ödeme yapacaktır. Musk ayrıca, tweet atmak için kullanıcılardan küçük bir ücret alma fikrini de gündeme getirmişti. Daha sonraki bir aşamada ise bu fikrinden vazgeçti. Ayrıca, onaylanmış hesaplara sahip kullanıcılardan, mavi tik statülerini korumaları için aylık bir ücret talep etmeyi düşündüğü de söylentiler arasında.

Büyümeyi engelleyeceği için normal kullanıcılardan ücret istememekte haklı olduğunu düşünmekle beraber insanların ödeme yapacak kadar mavi tikin yarattığı prestiji önemsediğini düşünmüyoruz.

Ancak mevcut Twitter Blue teklifinden daha iyi eklenti işlevleri ve araç paketleri varsa, o zaman Elon ve Co.’nun aylık abonelerden daha fazla para kazanmasının bir yolu olabilir. Ancak bunun için muhtemelen insanları attıkları tweet başına ücretlendirmekten daha iyi bir teklifle gelmeleri gerekecek. Şöyle ya da böyle, Musk bundan pek çok kere bir seçenek olarak bahsetti. Bundan sonra yapabileceğimiz tek şey ise, insanların uygulamayı kullanmak için ödeme yapmasına yönelik nasıl bir yol bulacaklarını bekleyip görmek.

“Mavi Tik” Alternatifi: Ek Doğrulama İşaretleri

Benzer şekilde Musk, uygulamadaki bot profillere dikkat çekmek için “tüm gerçek insanları doğrulamanın” bir yolunu bulmaya çalışıyor.

Bunu yapmanın en iyi yolunun, kullanıcıların telefon numarası veya diğer ayrıntılar aracılığıyla kimlik bilgilerini onayladıkları bir doğrulama süreci olduğunu düşünüyoruz. Ve bundan yola çıkarak Musk ve Co., ayrıntılarını onaylayan kullanıcıların gri bir onay işareti veya benzeri bir işaret aldığı alternatif bir doğrulama süreci uygulayabilir.

Facebook, işletmelerin gerçek kişilere ait olduğundan ve uygulama bünyesinde dolandırıcı olmadığından emin olmak adına aynı amaçla gri bir onay sürecini aktif hale getirmişti. Her ne kadar bunları kullanımdan kaldırmış olsa da, bu Musk ve ekibinin uygulamaya ekstra bir doğrulama düzeyi eklemesinin bir yolu olabilir. Bu bir yandan daha fazla kişinin gerçek kişi olduğunu doğrulamasını sağlarken, diğer yandan ise botları kullanarak dikkat çekmeye çalışan spam gönderen kişilerin ve dolandırıcıların işini biraz daha zorlaştırabilir.

Değişken Algoritmalar

Bu, Musk’ın favori projelerinden bir diğeri: Kullanıcılara, tweet akışlarını hangi algoritmik öğelerin etkileyeceğini seçme seçeneği sunarak ve kendi deneyimlerini -bir dereceye kadar- kontrol etmelerini sağlayarak, algoritmaların Twitter deneyimlerini nasıl belirlediğini daha iyi anlamaları için bir yol sunuyor.

Bununla ilgili bazı ilginç fikirler var, ancak bizce işin asıl zor tarafı, insanların algoritmik değiştiricileri seçme ve uygulama sürecini üstlenmelerini sağlamak olacak. Ne de olsa çoğu insan, sadece oturum açmak ve o anda nerelerde neler olup bittiğini görmek istiyor.

Jack Dorsey’in merkezi olmayan yeni sosyal ağ projesi, bu unsur hakkındaki bazı ilginç ve düşündürücü fikri beraberinde getiriyor ve bunun bazı unsurlarını, Twitter deneyimi içinde uygulamanın bir yolu olabilir. Ancak tüm bu çabalara rağmen, bunun kullanıcıların çoğu için Twitter deneyiminin önemli bir bölümünü şekillendireceğini düşünmüyoruz. Uygulamada bunu basitleştirmenin ve geliştirmenin bir yolu olabilir. Fakat kullanıcıların, deneyimlerini tanımlamak için git gide daha fazla teknik unsurla ilgilenmelerini sağlamaya çalışmak, açıkçası pek de kullanıcı arayüzünü geliştirmeye giden bir yol gibi görünmüyor.

Deneme Yanılma Yöntemi

Musk’ın defalarca belirtip üzerinde durduğu bir diğer husus ise, uygulama içindeki “ifade özgürlüğü” için gösterdiği çaba ve dahili parametrelere dayalı kısıtlama veya sınırlar uygulamak yerine yasal gerekçeler dahilinde olan her türlü yoruma izin vermek.

Musk, bu konuda şimdiden bir adım geri attı ve geçen hafta Twitter’ın bu tür durumlarda önemli kararlar almak için farklı bakış açılarını birleştiren yeni bir “içerik denetleme konseyi” uygulayacağını belirtti. Ancak öyle ya da böyle, Twitter’ın uygulamada nelere izin verilip verilmeyeceğine olan yaklaşımı Elon ve Co.’nun altında şekillenecek gibi görünüyor. Bu da yol boyunca çeşitli deneylere ve değişimlere yol açabilir. Çünkü Musk bu cephede oldukça savunulamaz bir konumda.

The Verge’den Nilay Patel’in kısa bir süre önce belirttiği gibi, son zamanlarda ortaya çıkan her sağ görüşlü, “ifade özgürlüğü” platformunun en sonunda fark ettiği üzere;

a) ılımlılık olmadan para kazanamazlar ve

b) çoğu insan aslında insanlığın en kötüsüyle zıt düşmek istemez.

Patel’e göre:

“Reklamcılara “marka güvenliği” sözü vermezseniz, anlamlı bir reklam geliri elde etmeyi makul bir şekilde bekleyemezsiniz. Bu, ırkçılığı, cinsiyetçiliği, transfobiyi ve Amerika Birleşik Devletleri’nde tamamen yasal olan ancak insanların tam bir pislik olduğunu ortaya çıkaran diğer her türlü konuşmayı yasaklamanız gerektiği anlamına gelir. Kısacası “ifade özgürlüğü” ile ilgili istediğiniz tüm vaatleri verebilirsiniz, ancak sıkıcı gerçek şu ki, para kazanmak istiyorsanız hala bir grup yasal konuşmayı yasaklamanız gerekiyor.”

Musk, aboneliklerden daha fazla para kazanabilirse bu yükü elbette hafifletebilir. Ancak Musk eninde sonunda, Twitter’ı bir işletme olarak en üst düzeye çıkarmak istiyorsa, ondan uzaklaşmak yerine ölçülü olmaya daha fazla meyletmesi gerektiğini anlayacak diye düşünüyoruz. Musk, özellikle diğer işi Tesla ile olan çatışmaları nedeniyle bu konuda çeşitli zor sorularla karşı karşıya kalabilir.

Tesla, işinin büyük bir kısmı için Çin’e güvenirken, bir yandan da son zamanlarda Hindistan’daki fırsatlarını geliştirmeye çalışıyor. Geçmişte her iki bölge de, sansür algısı ve platformu içerikle ilgili yerel kurallar dahilinde tutma konusunda Twitter ile çatışma içine girmişti.

Her iki bölgedeki hükümet de, bu bakımdan Musk üzerinde daha fazla etkiye sahip olacak ve bu da Twitter’ın uluslararası işleyiş biçiminde bazı güç tavizlerin verilmesine sebep olabilir. Tüm bunları göz önünde bulundurarak, Twitter’ın bazı şeyler denemesini, ardından eski haline geri getirmesini ve ardından esasen Elon devralmadan önceki haline dönmesini sağlayacak tavizler vermesini bekleyebiliriz.

Uzun lafın kısası, sağcı ifade özgürlüğü aktivistleri tweetler aracılığıyla korkunç şeyler söylemek için yeni fırsatları konusunda ne kadar heyecanlı olursa olsunlar, bu coşkunun kısa ömürlü olacağından şüpheleniyoruz.

Ödeme İmkanları

Musk’ın devralması konusunda dikkate almadığımız ve dürüst olmak gerekirse, henüz tam olarak da kavrayamadığımız başka bir husus daha var: platformu kripto para birimi aracılığıyla ödemeleri kolaylaştırmak için muhtemelen bir araç olarak kullanma potansiyeli.

Musk ilk servetini PayPal’ın kurucu ortağı olarak elde etmişti. Yani, ödemeler onun profesyonel hayatında büyük bir rol oynadı ve aynı zamanda – özellikle de Dogecoin’i ne kadar çok sevdiğini düşündüğümüzde – oldukça aktif bir kripto savunucusu. Görüş, Musk’ın Twitter’ın ağ etkilerini (network effect) kullanarak ödemeleri tamamen yeni bir düzeye çıkarabileceği ve Starlink üzerinden erişilebilen Twitter aracılığıyla bankalara erişemeyenler de dahil olmak üzere çok daha fazla kullanıcıya gelişmiş havale ve transfer hizmetleri sağlayabileceği yönünde.

Kripto, gelişmiş ülkelerde kullanılan oldukça büyük ölçekli bir proje olmakla beraber, yaygın bir şekilde benimsenmesini sağlayacak gerçek ve pratik bir amaca sahip değil. Ancak bankaların ve güvene dayalı süreçlerin o kadar da gelişmiş olmadığı, hatta belki mevcut bile olmadığı diğer birçok bölgede, Twitter’ı her türlü yeni transfer, ticaret, ürün reklamı vb. kolaylaştırabilecek yeni bir bankacılık hizmeti olarak tanıtmak için büyük bir potansiyel olabilir.

Twitter’ın bir aşamada bu konuda bir hamle yapmasını ve Musk’ın uygulamayı çok daha büyük bir şeye dönüştürmeye yönelik daha geniş vizyonuyla uyum içinde olan, daha fazla ödeme desteği oluşturmak için öne süreceğini görebiliriz.

Daha Uzun Tweetler

Görünüşe göre Musk, daha uzun tweet seçeneklerini deneyip entegre edecek ve böylece insanlar uygulamada daha fazla türde gönderi paylaşabilecek. Bu ayrıca, daha uzun videolar anlamına da geliyor.

LinkedIn

Profesyonel sosyal ağ, yıl boyunca “rekor düzeylerde” katılım paylaşmaya devam etti fakat görünüşe göre, artık giderek daha fazla profesyonel olmayan gönderi ve güncelleme içeriyor. Bu LinkedIn için sanıyoruz ki pek fena sayılmaz, ancak temel amacından sapıp aşırıya kaçabileceği bir çizgi var gibi görünüyor. Her iki durumda da, LinkedIn kendini geliştirmeye devam etme konusunda istekli ve 2023 yılında platformun, teklifini geliştirmek için daha fazla veri ve LinkedIn Learning kurslarına daha fazla bağlantı sağladığını görmemiz mümkün.

İş Arayanlara Rehberlik Etmeye Yardımcı Olacak Daha Fazla Veri İstatistiği

LinkedIn, şimdiye kadar oluşturulmuş en büyük profesyonel ve kariyer istatistikleri veri tabanına sahip ve insanların fırsatlarını en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olmak için bunu kullanmanın daha fazla yolunu her geçen gün platforma yavaş yavaş entegre ediyor. Bu durumun, insanların hayallerindeki işe sahip olmak için ne yapması gerektiğine dair bilgi edinebileceği ve reklamı yapılan iş pozisyonlarını alma şanslarını artırmak için ihtiyacı olan becerilere sahip olmalarına yardım eden LinkedIn Learning’e daha fazla bağlantı sağlanması ile 2023’te de devam edeceğini tahmin ediyoruz.

LinkedIn, benzer beceri ve ilgi alanlarına sahip diğer kişilerin neler yaptığını değerlendirerek, eğitim hayatından iş hayatındaki ilerlemene kadar uzanan tüm kariyerinin haritasını çıkarabilir. Bunu yapmak ve insanları türlere ayırmak istemeyebilir, ancak LinkedIn’in istatistiklerini insanlara daha fazla rehberlik sağlamak ve onları mutlu olacakları pozisyonlara yönlendirmek için kullanmasının yolları bulunuyor.

Bu aynı zamanda, işe alım görevlilerinin en iyi adayları öne çıkarması için de işe yarıyor. LinkedIn, tahmine dayalı ve yardımcı istatistikleri araçlarında bir araya getirdiği için, önümüzdeki günlerde iş ilanlarına daha fazla veri analizi ekleyebilir.

Geliştirilmiş Video Bağlantı Araçları

Tüm platformlarda olduğu gibi, LinkedIn de uygulamada daha fazla kişinin video içerikleri tükettiğini fark etti ve buna dayanarak LinkedIn’in de, mevcut tanıtım videosunu ve görüntülü sohbet özelliklerini genişletmesini ve mantıken daha fazla video aracını dahil etmesini bekleyebiliriz.

LinkedIn Görüntülü Toplantıları

LinkedIn, Zoom’a benzer görüntülü toplantı seçenekleri, güncel canlı yayınlar ve iş arayanları olası işverenlerle buluşturmayı hedefleyen daha gelişmiş bağlantı süreçleri dahil olmak üzere, Etkinlik özelliklerini temel alan daha gelişmiş video araçlarını bünyesine ekleyebilir.

LinkedIn, akış içi sanal buluşmaları kolaylaştırmak için daha fazla araç ekleyebilirse, bir iş aracı olarak piyasada daha da kritik bir pozisyona gelebilir. Halihazırda uygulamayla etkileşim kuran bu kadar çok profesyonel varken, LinkedIn’in video araçları aracılığıyla daha fazla konuyla alakalı katılım ve içerik biçimini denemesi akla oldukça yatkın. İlgini çekebilecek pek çok video etkileşimi muhtemelen uygulamada zaten mevcut ve LinkedIn’in bunu daha büyük bir odak noktası haline getirmesini ve hatta uygulamaya özel bir video sekmesi eklemesini bile önümüzdeki zamanlarda görebiliriz.

Sese Daha Fazla Odaklanma

Benzer şekilde LinkedIn, sesli etkinliklere profesyonel ev sahipliği yapmak ve onları profesyonel etkileşimler için daha büyük bir odak noktası haline getirmek adına mükemmel bir yer gibi görünüyor. LinkedIn, geçen yıldan beri ses odalarını geliştiriyor ve uygulama içinde daha sürekli, erişilebilir, profesyonel ve niş içerik sağlamak için bu seçeneği güçlendireceğini umuyorduk. Ses odalarını gruplarda, bağlantılarınla gerçekleştireceğin sesli buluşmaları uygulamada ön plana daha iyi çıkarılmış olarak ve sesli etkinlikleri vurgulayan daha fazla kısmı platformda görebiliriz.

Akış Sunumu Güncellemesi

LinkedIn’in, uygulamanın görünümünü ve yarattığı hissi güncellemesinin üzerinden uzun bir zaman geçti. Videonun daha büyük bir odak noktası haline gelmesiyle, LinkedIn’in uygulamadaki video içeriklerini vurgulamak için yeni öğeler ekleyeceğini görebiliriz.

Ya LinkedIn, ana akıştan farklı olarak tam ekran bir video sekmesi ekleseydi? Bu, gelişmekte olan tüketim eğilimlerine daha iyi uyum sağlarken, aynı zamanda LinkedIn’in içerik oluşturucularını daha iyi sergilemesine de olanak tanıyabilir – ki bu da uygulamanın odaklandığı ana noktalardan bir diğeri. “LinkedIn TV” bir şey haline gelebilir, aynı zamanda uygulama içinde kendilerine ayrılmış alanlarda podcast’leri ve diğer öğeleri öne de çıkarabilir.

TikTok

Bugünlerin en trend olan uygulaması TikTok, bir yandan da muhtemelen en fazla tartışmaya yol açanı. Bunun sebebi ise, içeriklerinden ziyade (gerçi bu da biraz şüpheli) Çin Hükümeti ile olan bağlantısından kaynaklanıyor. Bu durum fark edilsin veya edilmesin, uygulama siyasi denetimi yüksekte tutmaya devam ediyor.

Bu 2023’te tekrar doruk noktasına ulaşabilir. TikTok, verilerini Çin Komünist Partisi’nden daha net bir şekilde ayırmaya zorlanabilir ve bu da uygulama için çeşitli sorunlara yol açabilir.

TikTok’un, ABD’de veya diğer yerlerde yasaklanması gerçekten mümkün mü? Özellikle Çin’in diğer hükümetlerle boğuşmaya devam etmesinden ötürü, bu yeterince gerçek bir olasılık gibi görünüyor.

Canlı Yayın Ticareti ve Mağazaları

Canlı yayın ticareti, uygulamanın Çin versiyonunda en çok kazandıran unsuru ve bu nedenle TikTok’un buna diğer bölgelerde de büyük bir destek sağlaması mantıklı görünüyor.

Şimdiye kadar batılı kullanıcılar, en azından bazı Asya bölgelerinde olduğu gibi, canlı yayın alışverişine tam olarak ısınmadılar. Ancak TikTok, hem hasılatı en üst düzeye çıkarmak hem de içerik üreticilerine başka bir gelir kaynağı elde etme fırsatı sağlamak için bunu yürütmekte kararlı.

Şu anda içerik oluşturucular, TikTok’ta YouTube’daki kadar para kazanamıyorlar. Çünkü zaten kısa olan videolara bir de reklam ekleyemiyorsun. TikTok bu cephede çeşitli çözümler deniyor, ancak canlı yayın ticareti daha önce en büyük başarıyı yakaladığı format, bu yüzden insanların aynı şekilde ilgi duymasını sağlamak için yeni yollar bulmaya çalışıyor.

Canlı yayın alışverişine bir mevcudiyet kazandırıyor gibi göründüğü için bunun 2023’te uygulamada çok daha büyük ve çok daha fazla tanıtılan bir öğe haline gelmesini bekleyebilirsin. Peki, işe yarayacak mı? Gelecek yılın bu zamanlarında, TikTok’un bize kesin bir cevap vereceğini düşünüyoruz. TikTok’un Çin’de bilinen adı Douyin’in büyük bir parçası olan diğer unsur ise yayın içi mağazalar. Gelecek yıl, çeşitli biçimlerde bunları da TikTok’da görmemiz mümkün.

Douyin Stores

İçerik Oluşturucuları için Yeni Ödemeler

Yukarıda belirttiğimiz üzere, içerik oluşturucu ödemeleri artık uygulama için zor bir sorun haline geldi. Çünkü İçerik Oluşturucu Fonu, bundan böyle büyük içerik oluşturucularının TikTok kliplerini yayınlamaya devam etmesi için yeterli itici gücü sağlayamıyor.

İçerik Oluşturucu Fonu’nun temel problemi, TikTok’un büyüdükçe ödeme miktarlarının küçülmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla TikTok, içerik oluşturucuların içeriklerinden yararlanmaya devam etmesine rağmen, içerik oluşturuculara daha az ödeme yapılıyor.

TikTok, özellikle en iyi yıldızlarına ödeme yapabilmek için yeni modeller deniyor. Ancak YouTube’un kısa biçimli videolardan para kazanma konusunda yeni bir yaklaşım başlatmasıyla, para akışını sürdürmek için başka yöntemler denemesi gerekecek. Aksi takdirde yeteneğini ve içeriğini tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

TikTok’un, en iyi performansı gösteren videolara, YouTube’un tüm reklam alımının belirli bir yüzdesini ödeyen kısa biçimli video programına benzer bir ödeme sürecini deneyeceğini düşünüyoruz. Bu kusursuz bir sistem değil, ancak en iyi yıldızların uygulamada yayın yapmaya devam etmesi için daha fazla teşvik sağlayacağı kesin.

Çin Komünist Partisinden Ayrılma

Yukarıda da belirtildiği gibi, TikTok için her şey, ÇKP ile bağlantılı olmadığını ve Çin Hükümetinden tamamen ayrı olarak çalıştığını kanıtlama becerisine dayanıyor.

2023’te TikTok üzerindeki baskı devam edebilir. Bu da onu muhtemelen, kullanıcı verilerine Çin Hükümeti temsilcileri tarafından erişilmediğini veya alternatif amaçlarla kullanılmadığını kanıtlamak için daha fazla önlem almaya zorlayacak.

TikTok, ABD’deki kullanıcı bilgilerini depolamak için ABD merkezli Oracle ile halihazırda bir anlaşma yaptı. Bu şu aşamada iyi bir adım gibi görünüyor. TikTok’un bunun yeterli olacağını umuyor gibi de bir hali var. Fakat Çin’in ABD veya diğer bölgelerdeki kullanıcı bilgilerine erişemeyeceğini kanıtlamak için 2023’te çok daha ileri gitmesi gerekeceğini düşünüyoruz.

Zaten gergin olan dış ilişkiler daha da kötüye giderse, bu durum uygulama için çok hızlı bir şekilde çok daha büyük sorunlar doğurabilir. Hafif bir değişiklik bile, TikTok’un bir kez daha yasaklarla karşı karşıya kalmasına neden olabilir.

cxvdfgfdg

fgfdgfdg

İlayda Çebi

Çevirmen